Test Footer

3 Ekim 2017 Salı

3 milyar dolarlık ABD 'lobisinde' Türkiye

Amerika’da siyasi temel taşlarından 3 milyar dolarlık lobicilik dünyasında Türkiye de önemli oyunculardan.

Amerikan siyasi düzeninin önemli oyun kurucularından lobicilik geleneği iş dünyasına yakınlığıyla bilinen Amerikan Başkanı Donald Trump’ın tartışmalı kararlarıyla yeniden gündemde.

Her yıl onlarca çıkar grubu, yabancı ülke hükümeti ve büyük şirket, Amerikan hükümetinin vereceği kararları kendi istedikleri yöne çekebilmek için yarışıyor. Center for Responsive Politics (CRP) verilerine göre 2016 yılında Amerika’da lobicilik için harcanan toplam para 3,15 milyar dolar.

Kayıtlara göre 2016 yılında 11 binin üzerinde lobi aktif olarak çalışmış. 2017’nin ilk 8 ayı sonunda bu rakam henüz 10 bin 461; bu dönemde lobicilik için harcanan para ise 1,67 milyar dolar.

Lobicilik faaliyetleri bilgi toplama, raporlama, önemli figürlere erişim sağlama, bağış toplama ve benzeri birçok farklı aktiviteyi içerebiliyor. Federal bütçe, vergiler ve sağlık sektörü ABD lobilerinin çalışma yaptıkları alanların başında geliyor.

TÜRKİYE'NİN ABD'DEKİ LOBİCİLİK FAALİYETLERİ

Lobicilik sadece yurt içi oyuncuların değil, yabancı ülkelerin de ABD hükümetini etkilemek için kullandıkları bir yöntem. Ancak yabancı ülkeler ya da yabancı vatandaşlar çıkarına yapılan lobicilik aktivitelerinin “Yabancı Temsilci Kayıt Yasası” altında Amerikan devlet mecralarına bildirilme zorunluluğu var.

Özellikle 2008-2009 yıllarında lobicilik faaliyetlerine ağırlık veren Türkiye, Washington’ın önemli lobi topluluklarından. CRP’nin “Yabancı Lobi Takibi” kayıtlarına bakıldığında Türkiye hükümetinin son aylarda yaptığı çalışmaların çoğu Fethullah Gülen okullarıyla ilgili. Eylül ayında Amsterdam&Partners hukuk şirketi aracılığıyla; Temmuz ayında da Advanced Advocacy lobi kuruluşu üzerinden Gülen okulları karşıtı çeşitli bilgilendirmelere gidilmiş. Tarihlerde geriye gidildikçe Türk hükümetinin Greenberg Taurig, Ballad Partners, 5W Public Relations gibi hukuk ve PR şirketleriyle yapılan lobicilik anlaşmalarına ulaşmak da mümkün.

Birçok ülkenin ABD kararları üzerinde etki bırakmak amacıyla sürdürdüğü lobicilik aktiviteleri resmi kayıtlar altında devam etse de, toplum nazarında halen tartışmalı bir süreç. Türkiye’nin lobicilik faaliyetleri de geçtiğimiz aylarda benzer bir tartışmanın manşetlerinde yer aldı. Kısa süreli ulusal güvenlik danışmanı görevinden Rus bağlantıları sebebiyle istifaya zorlanan Michael Flynn’in başkanlık yarışı süresince Türk işadamı Ekim Alptekin ve şirketi Inovo adına yürüttüğü lobicilik faaliyetlerinin ortaya çıkmasıyla soruşturma daha da karmaşık bir hal aldı.



The New York Times’a göre Flynn ve avukatları devam eden lobicilik aktivitelerini kayıt ettirip ettirmemeleri gerektiğini başkanlık yemini öncesi Trump ekibi avukatlarına danışmış, ancak yeterli netlikle bir cevap alamamıştı. Bu dönemde Trump’a olan yakınlığıyla bilinen Flynn’in aynı zamanda yabancı bir ülke adına lobicilik yapmış olması zaten tepki çeken lobicilik geleneğini yeniden tartışmaya açtı.

Amerika’da lobicilik aktivitelerinde bulunan Türk toplulukları arasında özel şirketlerin dışında iş konseyleri, sektör grupları ve kültürel organizasyonlar da mevcut.

LOBİCİLİK NEREDEN GELİYOR?

Peki lobicilik korkulduğu kadar etkili bir yöntem mi? Doğru anlarda doğru etkileşimler sağlanırsa lobiciliğin kuvvetli bir politik araç olduğu inkar edilemez bir gerçek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder