Bir Alman otomotiv markasının, yeni projesinde, 10 farklı ülkeden
teklif alırken, "Türkiye'yi sepet dışında bırakması" sektörde endişe yarattı
Bir Alman otomotiv markasının, yeni projesinde, 10 farklı ülkeden
teklif alırken, "Türkiye'yi sepet dışında bırakması" sektörde endişe yarattı.
Yine Türkiye'de çok ciddi dağıtım ağı olan ve teknik malzeme satışı yapan bir
Alman firmasının Türkiye'den komponent almayı kestiği belirtiliyor. Otomotiv
sektörü yetkililerinden alınan bilgilere göre, ana firmalar Türkiye ile ilgili
olarak hukuki sorumluluktan kaçınmak için yönetim kurullarında resmi bir karar
almıyorlar. Ancak satın almacılar eliyle Türkiye işlerini
azaltıyorlar.
Uzun yıllar içinde oluşmuş güvene dayalı ilişkilerin Almanya seçimlerinden sonra yeniden onarılacağı beklentisi hakim. Gerginliğin biraz da Alman seçimlerinden kaynaklandığı belirtilirken, Merkel'in yeniden başbakan seçilmesi halinde ilişkilerde yumuşama bekleniyor. Bu beklenti, Türkiye'deki Alman şirketleri tarafından da dile getiriliyor. Hatta Alman iş dünyasında da benzer yorumlar yapılıyor.
"Bundan sadece Türkiye kaybetmez, herkes kaybeder. Bunu mutlaka söylemek lazım" diyen yan sanayinin önemli bir oyuncusu, gelişmelerin şantaj boyutu taşıdığını belirtti. Sektör yetkililerinin DÜNYA'ya açıklamaları özetle şöyle:
XAlman basını siyasetçileri baskı altına alıyor. Sonuçta solcusu, muhafazakarıyla herkesin etkilendiği bir medya kampanyası var.
XSon 3-4 aydan beri daha sık birkaç şirketten geldi. Birçok satış müdürü diyor ki, yönetim kurulunda Türkiye konuşulmuş: "Türkiye'ye yeni sipariş verilmesin mevcutlarda da çok müsamaha gösterilmesin." Yönetim Kurulu'nun resmi yazısı var mı, yok! Mesela önemli bir otomotiv üreticisinin yönetiminde böyle bir şey konuşulmuş, hatta karar alınmış. Ama bu kararı veren kim hangi seviyeden? Ortada satın almacılar var. Açıkça ifade edemezler, suç işlerler. Ama arkadan dolambaçlı yollardan yönetim kurulunda konuşup açıkça karar almadan satış müdürüne söylüyorlar.
XBir başka Alman üreticiye 10 farklı ülke vardı teklif veren. Türkiye'den gelen teklifl ri sepet dışına almış. Yani mevcut tedarikçiyi mevcut parçasıyla bozmuyor ama yeni projede onu değerlendirme dışına almış. Buna benzer şeyler var. Ama bunu resmen teyit edemiyoruz.
XAlman firmalarında var bu iş. Fransız OEM'lerinde yok, İngiliz OEM'lerinde yok.
XBaşka sektörlerde de görüyoruz. Türkiye'de 500'e yakın satış elemanı olan, sanayiye, zanaatkarlara Türkiye'den malzeme satan büyük bir Alman firması, Türkiye'den tedarikçilerini kısıtlama kararı almış. Bu doğru bir şey değil. Bu çift taraflı bir iş. Bir otomotiv firması Türkiye'den yan sanayiden alımı azaltıyor, kesiyor, sepet dışı bırakıyor diye endişeye gerek yok. Onlar da buraya araç satıyorlar. Bunu tek taraflı düşünmemek lazım. Türkiye'ye mal satacaksın, onda bir sorun yok. Türkiye'den alım yaparken 'güvenilir değil' diyeceksin. Bu çok yanlış bir yaklaşım.
Uzun yıllar içinde oluşmuş güvene dayalı ilişkilerin Almanya seçimlerinden sonra yeniden onarılacağı beklentisi hakim. Gerginliğin biraz da Alman seçimlerinden kaynaklandığı belirtilirken, Merkel'in yeniden başbakan seçilmesi halinde ilişkilerde yumuşama bekleniyor. Bu beklenti, Türkiye'deki Alman şirketleri tarafından da dile getiriliyor. Hatta Alman iş dünyasında da benzer yorumlar yapılıyor.
"Bundan sadece Türkiye kaybetmez, herkes kaybeder. Bunu mutlaka söylemek lazım" diyen yan sanayinin önemli bir oyuncusu, gelişmelerin şantaj boyutu taşıdığını belirtti. Sektör yetkililerinin DÜNYA'ya açıklamaları özetle şöyle:
XAlman basını siyasetçileri baskı altına alıyor. Sonuçta solcusu, muhafazakarıyla herkesin etkilendiği bir medya kampanyası var.
XSon 3-4 aydan beri daha sık birkaç şirketten geldi. Birçok satış müdürü diyor ki, yönetim kurulunda Türkiye konuşulmuş: "Türkiye'ye yeni sipariş verilmesin mevcutlarda da çok müsamaha gösterilmesin." Yönetim Kurulu'nun resmi yazısı var mı, yok! Mesela önemli bir otomotiv üreticisinin yönetiminde böyle bir şey konuşulmuş, hatta karar alınmış. Ama bu kararı veren kim hangi seviyeden? Ortada satın almacılar var. Açıkça ifade edemezler, suç işlerler. Ama arkadan dolambaçlı yollardan yönetim kurulunda konuşup açıkça karar almadan satış müdürüne söylüyorlar.
XBir başka Alman üreticiye 10 farklı ülke vardı teklif veren. Türkiye'den gelen teklifl ri sepet dışına almış. Yani mevcut tedarikçiyi mevcut parçasıyla bozmuyor ama yeni projede onu değerlendirme dışına almış. Buna benzer şeyler var. Ama bunu resmen teyit edemiyoruz.
XAlman firmalarında var bu iş. Fransız OEM'lerinde yok, İngiliz OEM'lerinde yok.
XBaşka sektörlerde de görüyoruz. Türkiye'de 500'e yakın satış elemanı olan, sanayiye, zanaatkarlara Türkiye'den malzeme satan büyük bir Alman firması, Türkiye'den tedarikçilerini kısıtlama kararı almış. Bu doğru bir şey değil. Bu çift taraflı bir iş. Bir otomotiv firması Türkiye'den yan sanayiden alımı azaltıyor, kesiyor, sepet dışı bırakıyor diye endişeye gerek yok. Onlar da buraya araç satıyorlar. Bunu tek taraflı düşünmemek lazım. Türkiye'ye mal satacaksın, onda bir sorun yok. Türkiye'den alım yaparken 'güvenilir değil' diyeceksin. Bu çok yanlış bir yaklaşım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder